SUDURAĞI KARAMAN

Tarihçe

SUDURAĞI

 

Karaman merkeze bağlı belde.
37° 17′ 13,9014” kuzey ve 33° 22′ 10,5882” doğu koordinatlarında yer alan belde, Karaman’a 17,6 km uzaklıktadır.
Karaman’ın kuzeydoğusunda yer alan belde; Ekinözü (Aşıran), Salur, Alaçatı (Canasan), Yeşildere (İbrala), Ayrancı Dokuzyol, Ayrancı Hüyükburun ve Ayrancı Karaağaç köyleriyle komşudur.
Beldeye 8 km’den daha yakın 6 köy bulunmaktadır. Ekinözü (Aşıran) 3,64 km, Salur 4,42 km, Alaçatı (Canasan) 4,78 km, Ağılönü (Selerek) 5,71 km, Sazlıyaka (Güdümen) 6,6 km ve Kızık 7,22 km’dir.
Beldenin kuzeybatı kısmından Karadağ yer almaktadır. Belde arazilerinin topografyası doğudan batıya doğru hafif meyillidir.
Karadağ volkanik kütlesinin kesintiye uğrattığı Konya-Ereğli ovaları ile Torosların arasındaki verimli topraklar üzerinde bulunan Karaman Ovası’nın doğu-batı yönünde uzanan, doğuya doğru hafif meyiller ile açılan bölümünde sazlıklar ve bataklıklar oluşmuştur. Belde, İbrala Deresi’nin oluşturduğu bu sazlık alanın ortasında kalan nispeten hafif yükselti alanında Büyük Gönü Höyüğü’nün 2 km kuzeyinde kurulmuştur.
Literatürde beldenin isminin; Sidrova, Sidevre, Sidivre, Sidirvar ve Sıdırgı şeklinde değişik telaffuzlarına rastlanmaktadır.
Beldenin ismi ile ilgili diğer bir iddia ise Bizans döneminden kalma bir isim olduğudur. Bizans tarihçileri; Klause BELKE, Marcell RESTLE (Galatien und Lykaonien, Tabula Imperii Byzantini, Viyana 1984, v. 172-173, s. 157) ve Semavi EYİCE (Binbirkilise/ Karadağ, İstanbul 2014, s. 25), “Sidrova” adının Harun Reşid idaresindeki Arap ordusu tarafından 806’da tahrip edilen Sideropalos’un burada aranması için bir sebep oluşturabileceğini belirtmektedirler.
H. Şevval 835/ M. Haziran 1432 tarihli İbrahimbey İmareti vakfiyesinde “Sidirova Çayırı” ifadesi geçmektedir.
XVI. yüzyıl Larende (Karaman) Kazası’nda yerleşme ve nüfusu ile ilgili araştırma yapan ve bunu kitabında yayınlayan Osman GÜMÜŞÇÜ, Sıdırva’nın isminin Türkçe olmadığını kaydetmiştir.
Beldenin isminin Türkçe olduğunu savunanlar, bölgedeki su kaynaklarının yeryüzüne yakın olması ve kolayca çıkması sebebiyle sızdırmaktan; eskiden bahar ve yaz aylarında şimdiki çayırlık alanlarda suyun uzun süre kalması sebebiyle suyun durduğu ovadan ve doğusunun Karaman Ovası’nın nispeten hafif yüksek kesimini oluşturması sebebiyle “sadr-ı ova”dan (ovanın göğsü) geldiğini ifade etmektedirler.
H. 29 Rebiülevvel 1177/ M. 6 Kasım 1763 tarihli ve 288 numaralı Karaman Kadı Sicili’nin 89/2 sayfasında Karaman Kazası’na bağlı 29 köyden biri olarak geçmektedir.
R. 21 Teşrinievvel 1269/ M. 4 Kasım 1853 tarihinde Karapınar’a bağlı Sıdrova köyü ile Larende’ye (Karaman) bağlı İbrala (Yeşildere) köyleri arasında su anlaşmazlığından çıkan ve ölüm ve yaralamayla sonuçlanan olaya karışanlar yargılanmışlardır. Bu olayla ilgili olarak, Konya Vilayeti İdare Meclisi’nden Meclis-i Vâlâ’ya (Danıştay) gönderilen yazıda (Başbakanlık Osmanlı Arşivi, MVL, 265/ 1-13); “Konya Sancağı’na bağlı Larende Kazası’yla Karapınar Kazası sınırlarında bulunan Sıdrova ve köyleri ahalileri arasında su anlaşmazlığından dolayı olay çıkmıştır. Olaya karışanlar celb olunmuş ve yaralananlar ile yaralamaya sebebiyet verenler mahkemeye çıkarılarak yargılanmışlardır. Mahkeme neticesinde taraflar 16.550 kuruş tazminatla anlaşmış ve sulh olmuşlardır. Tazminatın ve sulhün kabulü hakkında 14 adet ilam hazırlanmıştır. Olaydaki öldürme konusu için ise ayrı bir ilam düzenlenmiştir. Konuyla ilgili olan tüm evrak ekte bilgilerinize sunulmuş olup durum arz olunur.” denilmiştir.
Sıdırva XIX. yüzyılda Karapınar Kazası’na bağlı bir köy idi. 15 Şubat 1908 tarihinde Sıdırva Köyü’nün Karapınar Kazası’ndan alınarak Karaman Kazası’na bağlanması gerektiği hakkında, Dâhiliye Vekâleti’nden (İçişleri Bakanlığı) Sadaret’e (Başbakanlık) gönderilen yazıda; “Sultaniye (Karapınar) Kazası’na bağlı Sıdırva Köyü Karapınar’a on iki ve Karaman’a iki buçuk saat mesafededir. Karaman’a olan mesafenin trenle beş on dakikada alınabilir olmasından dolayı bu köyün Sultaniye’den alınarak Karaman’a bağlanması uygun olacaktır. Bu durum köy halkı tarafından da talep edilmektedir. Bu düzenleme devlet için de yararlı olacaktır. Ayrıca yerel kaymakamlıklar ile askeriye tarafından da uygun görülen bu düzenleme Konya Vilayeti İdare Meclisi tarafından da münasip bulunmuştur. Bu konuda Konya Vilayeti İdare Meclisi’nden gelen 28 Ocak 1908 tarihli yazı ekte bilgilerinize sunulmuştur. Konunun Şura-yı Devlet’te (Danıştay) ele alınarak karara bağlanması gerekmektedir. Durum arz olunur.” denilmiştir (Başbakanlık Osmanlı Arşivi, DH. TMIK. S, 72/ 18- 1).
Karaman ve çevresi hakkında en detaylı bilgiler veren İngiliz Gezgin Edwin John DAVIS (1826-1901), 1875 yılı Haziran’ından başlayarak bölgeyi gezmiştir. Divle’den (Ayrancı Üçharman Köyü) Karaman’a geçerken Sudurağı’na uğramış ve buradan “Sidevre” olarak bahsetmiştir. (DAVIS 1879, s. 287).
Amerikalı Arkeolog John Robert Sitlington STERRET (1851-1914), 1884-1885 yıllarında yapmış olduğu seyahatte Ayrancı, Kale Köyü’nden hareketle Karaman’a ulaşmak için Sudurağı’ndan (Sidevre) geçmiştir. İbrala Çayı sularının bir bölümünün Sidivre’ye aktığını ve bu sebeple kış aylarında ulaşılması zor çetin bir yerde bulunduğunu belirtmektedir. (STERRET 1888b, 18 vd.)
Sidrova’nın  antik çağda önemli bir merkez olduğuna dair yazılı bir delil ve herhangi bir esere rastlanmamaktadır. Buna karşılık Derbe’nin yeri için önerilen Dervi ve mevcut bilgiler ışığında lokalizesi yapılan Kerti Höyük, bu kasaba yakınlarında yer almaktadır.
Sudurağı ve Ekinözü sınırlarının keşiştiği Devri mevkiinde 1958 yılında bulunan yazıt (0.65 X 0.85 m boyutlarında 0.10 m kalınlığında gök mermerden yapılmış, beş çizgili daire içinde altı satırlı) Derbe adlı bir şehrin varlığına şüphe bırakmamaktadır.  Karaman müzesinin bahçesinde sergilenen ve A.1 nolu envanter numarasıyla kayıtlı kitabede; “Burada Tanrı’nın sevgili kulu Derbe Piskoposu Michael yatmaktadır. 14. Indiktion yılının 8 Haziranı” ifadesi bulunmaktadır.
Antik döneme ait Karaman Müzesi’nde üçgen alınlıklı mezar steli ve bir ostotek gövdesi buluntulara rastlanmaktadır.
Mezar steli, 2002 yılında bulunarak Karaman Müzesi’ne getirilmiş olup, A.4274 envanter numarası ile kayıtlıdır. Gövde çapı 1.90 m, genişliği 0,62 m ve boyu da 1.42 m’dir. Gövde kısmında bir erkek ve kadından oluşan iki kabartma yer almaktadır. Figürler oldukça tahrip edilmiş olup, üçgen alınlığın ortası boş bırakılmıştır.
Bir ostotek gövdesi, 2002 yılında beldeden Karaman Müzesi’ne getirilmiş olup, A.4275 envanter numarası ile kayıtlıdır. Muhtemelen Roma dönemine aittir.  0,65 m yükseklikte 0,73 m genişlikte olup ağız genişliği 0.58 m, derinliği ise 0.40 m’dir. Ön yüzde bir kline üzerinde yatar pozisyonda tasvir edilen figürün etrafında üzüm salkımı ve asma dallarından oluşan tasvirler yer almaktadır. Eserin alt bölümünde yer alan 3 sıra yazıt tahrip olmuş durumdadır. İki dar yüzde bir erkek ve kadından oluşan kabartmalara yer verilmiş, fakat ayrıntılar işlenmemiştir. Arka yüz ise, sade bırakılmıştır.
Ülkemizde Bingöl Karlıova ve Muş Merkez’e bağlı köyler “Sudurağı” adını taşımaktadır.
Belde, XVI. yüzyıl Larende (Karaman) Kazası kayıtlarında Sıdırva (H. 906/ M. 1500 Mufassal Tahrir Defteri, s. 955; H. 948/ M. 1541 Mufassal Tahrir Defteri, s. 157 ve H. 992/ M. 1584 Mufassal Tahrir Defteri, s. 27’de Vk İmaret-i Sultaniye) olarak geçmektedir.
H. 948/ M. 1541 Mufassal Tahrir Defteri’nin 131. sayfasında “Mezraa-yı Kılınç nam-ı diğer Balkarcadam (tabi-i Çavındır), Çavındır, Salur, Sıdırva halkı ziraat eder” ifadesi geçmektedir.
Karaman ve köyleri ile ilgili olarak araştırmalar yapan ve bunu kitabında yayınlayan Durmuş Ali GÜLCAN, Sıdırova’nın, Sidamara şehri adının tahrife uğramış şekli olup olmadığını sormuş, ama Türkçe anlamı (yeraltı sularının sızması) üzerinde durmuştur.
GÜLCAN, XVI. yüzyılın sonlarına doğru Ereğli’nin Çayhan ve Bekdik dolaylarında yerleşmiş Arapçayırlı Türkmenleri’nden İyiçal (İyihâl) Cemaati obalarının, aynı zamanda Hac yolu olan bu yöreden gelip, geçenlerin asayişi ve misafir konaklama ihtiyaçlarını sağlamak amacıyla iskân edildiklerini kaydetmektedir.
GÜLCAN, beldenin aşım durağı ve selektör istasyonu yapımında temel kazılarında çok iri insan kafataslarına rastlandığını ve 15-20 kadar 10 kg kadar ağırlıkta deniz çapasına benzeyen madeni gereçlerin araba ustası İdris Usta’ya sattıklarını kaydetmektedir.
Sudurağı Kasabası’nın çoğunluğu Süleyman-Hacılu Aşireti’ndendir. Aslında bu aşiretin Çayhan kolundandır. Ayrıca Oğuzların, Üçok koluna bağlı, Gökhan Ata’nın soyundan ve Çavuldur (Çavundur) boyundan gelmektedirler.
Bozulus’a dâhil aşiretlerden olan Süleyman Hacılu aşireti, Bozulus ile birlikte Orta Anadolu’ya gelmiş ve Karaman sakini Bozulus arasında yerini almıştır. Bunlardan bazıları Konya ve Silifke taraflarına gidince mal-ı miri toplamakta güçlük çekildiği gerekçesi ile döndürülmelerine karar verilmiştir. Bazı aşiret mensupları ise Karaman toprağında yerleşik hayata geçmiştir. Bunlar “ehl-i örf taifesi” tarafından sık sık Rakka iskânı ile tehdit edilmişse de Bozulus kadısının bu hususu merkezi hükümete bildirmesi üzerine rahatsız edilmemeleri için hüküm gönderilmiştir.
R. 1344/ M. 1928 yılında eski Türkçe alfabe ile yayınlanan “Son Teşkilat-ı Mülkiye’de Köylerimizin Adları” isimli kitapta Sudurağı; Konya Vilayeti, Karaman Kazası, Merkez Nâhiyesi köyleri arasında zikredilmiş ve eski Türkçe harfler ile ” صدير اووا”, Lâtin harfleriyle “Sidir Ova” şeklinde ifade edilmiştir.
Köy, Konya ili, Karaman İlçesi, Merkez Bucağı’na bağlı iken, 15 Haziran 1989 tarihinde kabul edilen “3578 sayılı 4 il ve 5 ilçe Kurulması Hakkında Kanun” ile Karaman İli, Merkez İlçesi, Merkez Bucağı’na bağlanmıştır (21 Haziran 1989 tarihli ve 20202 sayılı Resmî Gazete).
Belde ilk önce 6-7 hanelik karakol şeklinde, gelip geçen kervanları koruma amaçlı olarak teşkil edilmiştir. Bahçelievler Mahallesi’nde kervanların konakladığı alanda Han Kuyusu adında tarihi bir yapı mevcuttur. 1900’lü yılların başından itibaren, çevre bölgelerden gelip yerleşenler ile birlikte nüfus çoğalmıştır.
Beldeye hem karayolu hem de demiryolu ile ulaşmak mümkündür. Karaman-Ereğli karayolunda Ereğli istikametinde ilerlerken, yaklaşık 15 km sonra Sıdırva Arkı ismini alan Yeşildere Çayı üzerindeki köprünün bitiminden hemen sonra sola dönülünce Büyükgönü (Unu) Höyüğü’nden sonra demiryolu geçilir ve beldeye ulaşılır. Tren istasyonu Karaman’dan sonraki ilk istasyon olup, 1904 yılından beri hizmet vermektedir.
H. 1248/ M. 1833 yılında Sultaniye-i Karapınar Kazası’nda yaşayan ve askerlik mükellefi olan erkek nüfusu gösteren defterde verilen bilgilere göre Sıdrova’da 85 hanede, 203 erkek nüfus bulunmaktaydı. (Başbakanlık Osmanlı Arşivi, NFS. d, 3481, s. 26-27)
Sudurağı Karyesi, XIX. yüzyılın ortalarında temettü’at defterlerindeki kayıtlar itibariyle, 44 hâne olup, nüfusunun 370-400 olduğu tahmin edilmektedir.
Köyün nüfusu R. 1305/ M. 1890 tarihli Konya Salnâmesi’nde (İl Yıllığı) 804 olarak tespit edilmiştir. 1925 yılında yapılacak mebus (milletvekili) seçimi için hazırlanan deftere göre 829 olmuştur. 1950’de 1.100 ve 1960’da 1.506 olarak sayılmıştır.
1965’de 1.785, 1970’de 2.137, 1975’de 2.219, 1980’de 2.010, 1985’de 3.044, 1990’da 2.938 ve 200’de 2.715 kişi olarak sayılmıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2007 yılında geçilen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne (ADNKS) göre beldenin nüfusu 2.316 olarak tespit edilmiştir. 2008’de 2.368, 2009’da 2.283, 2010’da 2.245, 2011’de 2.255, 2012’de 2.236, 2013’de 2.236 ve 2014’te 2.329 ve 2015’de 2.265 kişi olarak kaydedilmiştir.
Yurt dışında çalışan işçi sayısı çok olmasına rağmen hızlı nüfus artışı ve iç göçün çok fazla olmaması nüfusun azalmasını kısmen engellenmiştir.
Sudurağı’nda belediye teşkilatı 01.12.1973 tarihinde teşkil edilmiştir. Beldenin Bahçelievler, Cumhuriyet ve Ketenci olmak üzere 3 mahallesi bulunmaktadır.
Beldenin belediye başkanları; Derviş Mehmet CEYHAN (2009-…), Celal ASLAN (2004-2009), Derviş Mehmet CEYHAN (1999-2004), Celal ASLAN (1994-1999), Kemal KIZILDAĞ (1984-1994), Süleyman KARAGÖZ (1980-1984), Ali ÇAKMAK (1977-1980), Alaattin CEYHAN (1975-1977), Ali ÇALIŞKAN (1973-1975),
Almanya ve Hollanda başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde ve Avustralya’da önemli sayıda gurbetçi bulunmaktadır.
Beldenin geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Buğday başta olmak üzere, dane mısır,  fasulye, arpa, şekerpancarı, silajlık mısır, fiğ, elma ve yonca ekilişi yapılmaktadır.
Beldenin 2 bine yakın büyükbaş ve 5 bin 240 küçükbaş hayvan varlığı bulunmaktadır.
Beldede tarım kredi kooperatifi bulunmaktadır. Tarımsal kalkınma kooperatifi ise tasfiye aşamasındadır.
1972 yılında kurulan Sulama kooperatifinin 355 ortağı bulunmaktadır. 40  bin 330 dekar alan sulama sahasında bulunmaktadır.
Daha önce beldede kısmi olarak toplulaştırma çalışması yapılmış, kalan kısmı için ise Bakanlar Kurulu kararıyla 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu kapsamında toplulaştırma uygulama alanı olarak ilân edilmiştir. Kısmi toplulaştırma çalışmaları hâlen devam etmektedir.
Köyün mevkiileri; Adatepeçiftliği, Araparkı, Burunağıl, Burunağılarası, Çavundur, Çayırlık, Çukuryer, Danışment, Demiryolualtı, Demiryoluüstü, Devri, Devriyeri, Devriyolu, Dışarkı, Dışarkıburun, Dışarkıburunağılı, Dikilitaş, Ereğliyolu, Ermenek, Geçittarihi, Göçer, Hacıpaşa, Hacıpaşadevri, Hacıpaşakumyer, Hacıpaşakoyun, Hacıpaşanamı, Halvalıboğazı, Haznedar, Haznedarlar, Irmak, İstasyonnamı, Karatoprakgediği, Karpaz, Ketenci Korgaz, Kır, Kırbağalar, Kırmevki, Korgaz, Koyunyolu, Koyuncuyeri, Koyunkuyusu, Koyunyeri, Köycivarıarap, Köyaltı namı, Köycivarı, Köyiçi, Kumluyer, Kutluköy, Menteş, Mezarlıklıküç, Nacipaşadevri, Nebiörenağılı, Safurtepesi, Salurcivarı, Salurırmağı, Salurtepesi, Sereke, Sıdırvaarkı, Soğla, Sudurağıarkı, Şamkapı Caddesi, Şereke, Taşbent, Teşcirsahası ve Teşciryeri’dir.
Köy nüfusuna kayıtlı ailelerin soyadları;  Acar, Adıgüzel, Adıkeleş, Akan, Akar, Akbalık, Akça, Akçan, Akdağ, Akgöl, Akgüç, Akgül, Akgün, Akkoyun, Akman, Akran, Aksoy, Aktaş, Aktürk, Akyay, Akyüz, Alaz, Alday, Alkan, Alkun, Altay, Altın, Altıntaş, Altunbaş, Aras, Arı, Armağan, Arpınar, Arslan, Arslandere, Artar, Aslan, Aşkın, Atçeken, Atik, Avcı, Ayar, Aydemir, Aydın, Aygün, Ayhan, Bacak, Bağcı, Bahar, Bahça, Bakır, Bakırcı, Balcı, Barutçu, Baş, Başar, Başaslan, Başboğa, Bayrak, Bayraklı, Bayram, Bedir, Bekiroğlu, Bekmezci, Bıyık, Biber, Biçer, Binay, Birer, Boynukalın, Bozak, Bozkır, Bozok, Bulduk, Bulut, Büber, Büyüker, Büyükparmaksız, Can, Canan, Candan, Cankurt, Cantepe, Ceyhan, Ceylan, Cingöz, Cingözer, Cint, Civcik, Coşkon, Coşkun, Çağan, Çağlar, Çağlıyan, Çakmak, Çalıcı, Çalık, Çalışkan, Çam, Çarmak, Çatav, Çelebi, Çelik, Çelikkol, Çetin, Çetiner, Çetinkol, Çıları, Çimen, Çint, Çit, Çoban, Çolak, Çolakoğlu, Çorakçı, Çorapçı, Çoşkon, Çoşkun, Çöllü, Dağ, Dağan, Dalman, Danış, Delen, Demir, Demirel, Demirhan, Dereli, Deveci, Dinler, Doğan, Doğru, Doyan, Duman, Durak, Duran, Durmaz, Duru, Eğilmezdal, Er, Erbay, Erdinç, Erdoğan, Ergun, Ergün, Erkarataş, Eroğlu, Erol, Erten, Ertürk, Eryılmaz, Eser, Eski, Etci, Fındık, Gani, Gargın, Genç, Gençay, Gilik, Gökmen, Göktaş, Göl, Gölen, Gönen, Gönenci, Göneyle, Gönür, Görür, Göver, Güç, Güder, Gül, Gülcan, Güleç, Gülfidan, Gülhan, Gülhuy, Gümüş, Gümüşoğlu, Gün, Günay, Günaydın, Güneş, Güngör, Gürcan, Gürfidan, Gürsoy, Güven, Güver, Güzel, Güzelant, Han, Himalaya, Hoşafcı, İleri, İnan, İşgüzar, İzbudak, Kaba, Kabak, Kabakçı, Kaçmaz, Kağnıcı, Kahramanoğlu, Kahyaoğlu, Kale, Kalemdaroğlu, Kalender, Kalkancı, Kansız, Kapmaz, Karabacak, Karabulut, Karagöz, Karanfilyeri, Karapınar, Kardaş, Katırcı, Kavas, Kaya, Kayadelen, Kayalık, Kayapınar, Kayar, Keser, Keskin, Kılıç, Kılıçvur, Kılınç, Kıral, Kırat, Kızılay, Kızıldağ, Koca, Kocabıyık, Kocak, Koçak, Kolkan, Kolukısa, Kolyiğit, Konuş, Kopmaz, Koraş, Korgaz, Korkmaz, Koşmaz, Köylüuşağı, Kurşun, Kurt, Kurtuluş, Kuvvet, Kuyucu, Kuzucu, Küçük, Küçükbasmacı, Küçükyavuz, Külcü, Küylüuşağı, Maldun, Mazlum, Mendere, Menderes, Mercan, Morçiçek, Muldur, Nesih, Oğuz, Oğuzcan, Oktar, Oktay, Okur, Okyay, Orhan, Öcal, Önasya, Önder, Öz, Özbay, Özcan, Özdem, Özdemir, Özdere, Özer, Özgan, Özgünay, Özkal, Özkan, Özkars, Özkaya, Özkes, Özkor, Özler, Öztan, Öztemiz, Öztürk, Özütemiz, Özyurt, Pamir, Parmaksız, Polat, Rahat, Saf, Salih, Samur, Sancak, Sancar, Saray, Sargın, Sarıbaş, Savaş, Say, Sayacı, Sayar, Sayat, Sayer, Sayıcı, Sayılı, Saykat, Sayman, Selbes, Selçuk, Selen, Serbest, Sesal, Sever, Sevim, Sevimli, Sezen, Solak, Soyar, Soygat, Soykal, Soykat, Sümeroğlu, Sünbül, Şah, Şahbudak, Şahin, Şanlıtürk, Şen, Şenkara, Şimşek, Taş, Taşcıoğlu, Taşkıran, Taylan, Atçeken, Timar, Tombak, Topak, Toprak, Tozdan, Tuna, Tunç, Tunçel, Tura, Turaç, Tümer, Türaç, Türe, Türedi, Türk, Türktaş, Uçak, Uğur, Uğuz, Urcan, Uslan, Uslu, Uyar, Uysal, Uzun, Uzunkaya, Ülgen, Ünal, Ünüvar, Ünver, Yalçın, Yamansöz, Yandım, Yardım, Yavuz, Yel, Yelim, Yeşildaş, Yıldırım, Yıldız, Yılmaz, Yiğit, Yula, Yurtgünü, Yüksel, Yürekyakan, Zengin ve Zenginyer’dir.
Cumhuriyet Mahallesi’nde yer alan Şehit Ömer DURMAZ Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde 6 derslik, 1 fen laboratuvarı ve 1 adet atölye-işliği bulunmaktadır. 11 öğretmen görev yapmaktadır. Öğrenim gören öğrenci sayısı 69’dur.
Beldede ilk defa eğitim ve öğretime 1932 yılı Kasım ayında tek odalı bir köy odasında başlanmıştır. Devlet-vatandaş işbirliği ile 1936 yılında Bahçeli Evler Mahallesi, İstasyon Caddesi üzerinde tek katlı üç sınıflı yeni bir ilkokul binası yaptırılmış olup, eğitim ve öğretim bu binada 1974 yılına   kadar sürdürülmüştür.
1973 yılında bu binanın alanı içerisinde devlet-vatandaş işbirliği ile iki katlı 10 derslikli olarak inşa  edilen yeni ilkokul binası, 1974-1975 öğretim yılında hizmete   açılmıştır. Aynı bahçe içerisinde yer alan eski ilkokul binasında ise aynı yıl ortaokul açılarak eğitim ve öğretime devam edilmiştir.
Karaman İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 25 Ekim 1985 tarihli ve 332-4488 sayılı yazılı emirleri gereği ilkokul ve ortaokul birleştirilerek, ilköğretim uygulamasına geçilen okulda eğitim öğretim 1998 yılına kadar bu binada devam ettirilmiştir.
Zorunlu ve taşımalı ilköğretim uygulaması ve taşıma merkezi okul olması nedeni ile Sudurağı Belediyesi ve İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün işbirliği ile Bahçeli Evler Mahallesi, Atatürk Caddesi üzerinde 1994 yılında inşasına başlanan yeni ilköğretim okulu binası 16 Ekim 1998 yılında hizmete açılmıştır.
4+4+4 yeni eğitim sistemi kapsamında okul; Sudurağı Karaman Bey İlkokulu ve Sudurağı Karaman Bey Ortaokulu olarak ayrılmıştır. Okul binası 2014 yılında tadilat görmüş ve bina güçlendirilmiştir.
İlkokul ve ortaokul binaları ortadan örülen bir duvar ile bina ve bahçe olarak ayrılarak bağımsız hale getirilmiştir.
2013-2014 eğitim-öğretim yılında Sudurağı Karamanbey İlkokulu adını alan okula 2014 yılında müdür ve müdür yardımcısı atamaları yapılmıştır.  Ayrıca okul binası 2014 yılında tadilat görmüş ve bina güçlendirilmiştir. 13 derslikli ilkokulda 13 öğretmen görev yapmakta olup, 1 adet bilişim teknoloji sınıfı, 1 adet kütüphane ve 1 adet yemekhane bulunmaktadır. Öğrenim gören öğrenci sayısı 263’dür.
Sudurağı Karamanbey Ortaokulu, 2013-2014 eğitim-öğretim yılının ikici yarısında faaliyete geçmiştir. 9 derslikli ortaokulda; 17 öğretmen ve 1 rehber öğretmen görev yapmakta olup, 1 adet fen laboratuvarı bulunmaktadır. Öğrenim gören öğrenci sayısı 204’dür.
Beldenin içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi vardır. İçme suyu derin sondaj kuyu ile sağlanmaktadır.
Karaman havaalanı yatırımı, beldede bulunmaktadır.  Projede bir adet pist bir adet apron, bir adet taksirut planlanmıştır. Ayrıca iç ve dış hatlar terminali ve havalimanı için gerekli tüm üst yapı tesislerin yapımı gerçekleştirilecektir. Üst yapı tesisleri de dahil olmak üzere 378 bin hektarlık alana sahip olacak havaalanından, Ereğli, Niğde, Aksaray, Ereğli, Mut, Mersin gibi yakın il ve ilçelerde faydalanacaktır.

  
Kaynak: Uğur ERKAN www.ugur-erkan.com
 

sudurağı sudurağı belediyesi karaman suduraği sudurağı sıdırva karaman magazin