ALİ GÜLER'DEN CUMHURİYET'İN 100. YILINDA KURUCU KAHRAMAN

ALİ GÜLER'DEN CUMHURİYET'İN 100. YILINDA KURUCU KAHRAMAN Cumhuriyet'in 100. Yılı anısına yeni bir kitabı yayınlanacak olan hemşehrimiz Ali Güler ile kitabı hakkında konuştuk.

Sayın Hocam, geçen hafta içinde sosyal medyada “yakında sizlerle” diyerek yaptığınız bir paylaşımınızdan yeni bir kitabınızın çıkacağını öğrendik. “Cumhuriyet’in 100. Yılında KURUCU KAHRAMAN” isimli bu kitabınızın içeriği hakkında biraz bilgi verir misiniz?

- Öncelikle gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. Bildiğiniz gibi 29 Ekim 1923 tarihi, binbir zorlukla, mücadele ile kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 100. Yılı. Yani bu tarihte Cumhuriyetimiz 100 Yaşına ulaşmış oluyor. Takdir edersiniz ki, elli, yetmiş beş, yüz yaşlar kurumlar, kentler ve devletler bakımından önemli tarihlerdir. Türkiye Cumhuriyeti, 2023’te yüzüncü yaşını idrak ederken, bölgesel ve küresel bir güç olma yönünde hızla ilerleyecektir. Sorunlarımız vardır, ama bu sorunlar çözülmez değildir. Milli ve bağımsız düşünebilen bir Türkiye ikinci yüz yılında inşallah Dünya’da hak ettiği yeri alacaktır. 

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yıllık tarihi arka planında binlerce yıllık bir tarih ve üç kıtada hikâyesi olan bir siyasal-kültürel geçmiş vardır. Bu geçmişin içinde Osmanlı Devleti gibi altı asır yaşamış bir cihan devleti, küresel güç, on milyon kilometre kareye hükmetmiş bir Selçuklu Devleti vardır.

Elbette Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında hatırlanması gereken ilk şahıs, bu cumhuriyeti kuran Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Dünya tarihi açısından bakarsak, Batılıların “kurucu baba” dedikleri devlet kuran liderlerden biridir Atatürk… Onun için çeşitli yönleri ile onu ve “en büyük eserim dediği” Cumhuriyeti anlattığımız bu yeni eserimize “Kurucu Kahraman” adını verdik. 

- Sayın Hocam, siz Cumhuriyet’e ve Atatürk’e Türk tarihinin bütünlüğü çizgisinde bakıyorsunuz. Türk tarihinin devamlılık ve bütünlülük gösterdiğini devamlı olarak konferanslarınızda, televizyon programlarında ve eserlerinizde işliyorsunuz. Anlaşılıyor ki, “Kurucu Kahraman” isimli bu eserinizde de aynı bakış açısı ile Mustafa Kemal Atatürk’ü değerlendiriyorsunuz. Bu noktada Cumhuriyet’i ve Atatürk’ü nereye ve nasıl konumlandırdınız?

- Merhum Hocamız Prof. Dr. Mehmet Altay Köymen’in derslerinde ve makalelerinde sık sık vurguladığı üzere, Türk tarihi adeta “kahramanlar”, “liderler” tarihidir. Denilebilir ki, tarihimizden kahramanları çıkardığımız zaman geriye pek az şey kalır… Elbette bunun sosyolojik ve kültürel çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Türklerde aileden devlete giden, lider, kahraman odaklı bir sosyal ve siyasi yapılanma, bir devlet düzeni vardır… Bu nedenle güçlü liderler ile Türk milleti bütün zorlukları aşmasını bilmiş, zayıf liderler zamanında ise sıkıntıya, bunalıma düşmüştür…

Tarihimizde vatan kuran, vatan kurtaran ve devlet kuran liderlerimiz, kahramanlarımız vardır. Bunlar, liderlik tipolojisi açısından bakıldığında genellikle “dönüştürücü” liderlerdir. İyi yetişmiş, bilge, alp, cesur adamlardır. Kaos ortamında, cesaretle yeni bir dünya görüşü ve yeni bir stratejik bakış açısıyla milletimize liderlik etmişler, milletimizi bunalımdan çıkarmışlardır.

Bu yıl 100. yaşını gururla idrak ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti de işte böyle bir bunalım ve kaos döneminde varlık sahnesine çıkmıştır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında altı yüz yıllık “Cihan Devleti”ni kaybeden Türk milleti, Mondros Ateşkes Antlaşması ile tarihin görüp görebileceği en kötü işgallerle karşılaşmıştır. İstiklali ve istikbali tehlikeye girmiş, var olmakla yok olmak arasına sıkışmıştır.

Balkan hezimetinden beri bir “kurtarıcı”, bir “milli kahraman” bekleyen Türk milletinin beklediği kahraman Mustafa Kemal Paşa’nın şahsında ortaya çıkmıştır. Onun “ya istiklal, ya ölüm!” çağrısına kulak veren milletimiz hem işgallerden kurtulmuş, hem de yeni bir devlet kurarak ilelebet var olacağını bütün dünyaya göstermiştir.

Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk, üstlendiği rol itibarıyla birçok liderimizin, milli kahramanımızın tarihin değişik dönemlerinde ve coğrafyalarında ayrı ayrı yaptıkları işleri birlikte başarmıştır. Türk vatanının işgalden kurtardığı için, Miryokefalon Meydan Muharebesi (1176) kahramanı II. Kılıçarslan’a, Misak-ı Milli ile imparatorluk sonrası yeni Türk vatanının sınırlarını çizdiği için Malazgirt Meydan Muharebesi (1071) kahramanı Sultan Alparslan’a ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurduğu için, Dandanakan Meydan Muharebesi (1040) kahramanı Sultan Tuğrul Bey’e benzer. 

Kısaca Atatürk, vatan kuran, vatan kurtaran ve devlet kuran bir milli kahramanımızdır. “Kurucu Kahraman”dır. Amerika ve Avrupa ülkelerinde gördüğümüz “kurucu baba” figürü Türk milleti için Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Cumhuriyetimizin 100. Yılına adanmış olan bu eserimizde Cumhuriyetimizin kurucu kahramanı Atatürk çeşitli yönleri ile ele alınmıştır. Anıtkabir Dergisi’nde yayımlanmış makalelerimizden ve son yıllarda bazı sempozyumlara sunduğumuz bildirilerden bir seçki yapılmıştır.  

Başta Kurucu Kahramanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda emeği geçen herkesi saygıyla anıyorum. Hepsine rahmet diliyorum. 100. Yıl Türk milletine ve devletimize kutlu olsun.